Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Samsun Milletvekili Çiğdem Karaaslan  Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ve Referandum Sürecini anlatmak için Sinop'lularla buluştu.
    Çiğdem Karaaslan, Sinop Üniversitesi Ahmet Muhip Dıranas Uygulama Oteli'nde, sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve partililerle bir araya geldi.
    Karaaslan yapmış olduğu açıklamada; Hakikaten böyle güzel bir günde böyle coşkulu bir karşılama ile birlikte Sinop'ta olmak bizler için de çok değerli. Dün Samsun'da Sayın Cumhurbaşkanımızı ağırladık.Gerçekten Samsun büyük bir buluşmaya sahne oldu.Orada meydanı dolduran rakamın on binler hatta neredeyse yüz bine yakın olduğu söyleniyor.
    Hani diyorlar ya güçlendiriyorsunuz cumhurbaşkanını tek adam olacakmış güçlendiriyoruz evet. Ama sadece Cumhurbaşkanlığı makamını değil sadece yürütmeyi değil. Yasama yürütme ve yargı üç el üçü de birbirinden ayrışıyor ve üçü de kendi içinde güçleniyor.Bugün Nazım Bey'e soralım Sinop'u ilgilendiren çok önemli bir konuda TBMM çatısı alında hele ki iktidar partinin tek temsilcisi bu şehri temsil eden tek milletvekili olarak ondan beklenen bir yasal düzenlemeyi meclise önermesi mümkün mü? Mümkün değil. 
    Şimdi meclisin gücünü hafifletiyor diyenler aslında tam tersi milletvekillerine yasa teklifi verme yetkisi ile birlikte milletvekillerinin ilk defa asli görevlerini yapmasına zemin hazırlayan bir sistem dedi.
    Halk oylamasına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Çiğdem Karaaslan, "hayır" cephesinin toplumu yanlış bilgilerle farklı yönlendirmeye çalıştığını belirtti.
Karaaslan sözlerine şöyle devam etti;Neye Hayır her şeye hayır yaptığız her şeye hayır Sinop'a yatırım yapacağız hayır İstanbul'a  köprü yapacağız hayır  yolları yapacağız hayır her şeye hayır..
    Her hayır dediklerini yaptık hamdolsun güle güle kullansınlar en çokta onlar kullanıyorlar zaten biz onu bütün vatandaşlarımız için yaptık helali hoş olsun..
    Dedik ki biz halka soralım eğer halk inanmazsa eğer halk güvenmezse eğer halk kendi vicdanında bulamazsa zaten hayır der zaten hayır der her seçim risklidir ister referandum olsun  ister genel ve yerel seçim olsun hangisi olursa olsun hepsi bir riski barındırır. Çünkü halk hele ki o halk aziz millet gibi gerçekten olayları çok derinlemesine takip edebilen çok objektif değerlendirebilen bir halksa eğer bir hata varsa yapılan bunun hükmünü cezasını sandıkta verir. 
    Peki diğer taraf ne dedi halka gitmeyin o oylamada esasen gerçekleşen bir kavramda bu aslında gel gelelim bugün halka geliyoruz her zaman sizlere geliyoruz her önemli yol eşiğinde her önemli kararda olduğu gibi yine halka dönüyoruz ve soruyoruz. 
    Yeni sistemle sadece cumhurbaşkanlığı makamını değil, aynı zamanda Meclisi güçlendiriyoruz. Diyorlar ki; 'Cumhurbaşkanı bir sabah uyanacak, böyle hafif de sinirli olacak ve diyecek ki (Ey muhtarlar kaldırıyorum bu muhtarlık müessesesini)'. Allah aşkına böyle bir şeyi söyleyen zihniyetin bu ülkede yaşadığına bile inanmak istemiyorum. Ya da bir milletvekili ile tartışacak ve diyecekmiş ki; 'Kapatıyorum Meclisi, milletvekillerini de feshediyorum'. Bu aziz millet zekasıyla dalga geçilecek bir millet değil. Tam tersine bu millet bazen siyasete ince ayar veren bir millettir.
    Biz diyoruz ki bizim iddiamız var. Bu iddiayı da dünden bugüne oluşturmadık. Bir sabah güneşli bir güne uyandığımızda 'Şu anayasayı falan değiştirelim' demedik. İlk kurulduğumuzdan bugüne kadar 'Artık Türkiye darbe anayasası ile yönetilecek bir ülke değil' dedik. Olmaması için elimizden geleni yaptık. Hala yapacaklarımız var mı? Evet var. Zaten siyaset sorunları çözüp, onları paketleyip rafa kaldırıp 'Bitti bu sorunlar' demek değil. Sorunlar çözüldükçe talepler artmakta. Sorunları karşılamak için yeni hedefler kurmaktayız ama hedefimiz hep aynı dedi.
 

Editör: TE Bilisim