Sinop’ta  sivil toplum kuruluşları Mescid-i Aksa'nın özgürlüğü için bir araya geldi.

İsrail'in Mescid-i Aksa ve Müslümanlara yönelik artan saldırılarına karşı Sinop'ta bazı STK'lar basın açıklaması yaptı.

Sinop'ta Genç İHH organizesinde sivil toplum kuruluşları Genç Memur-Sen, Tügva, Sinop Önder ve  AGD üyeleri Mescid-i Aksa'nın özgürlüğü için bir araya geldi. STK üyeleri tarafından öğle namazı çıkışında Alaaddin Camisi önünde basın açıklaması düzenlendi.

STK'lar adına basın açıklamasını okuyan Fatih Özcan, işgalci siyonist rejimin Mescid-İ Aksa'ya yönelik son saldırılarını telin ederek kamuoyu baskısını oluşturmak için Müslüman alemin harekete geçmesi gerektiği vurguladı.

Kudüs'ün, bu bayram öncesi yine işgalci rejimin saldırılarına maruz kaldığını söyleyen Özcan, "israilin bu saldırıları artık kronikleşmiş; Müslümanların her bayramı öncesi Mescid-i Aksa hedefe konularak, bir meydan okuma yapılmakta ve Mescid-i Aksa bir Yahudi mabedine çevirilmek istenmektedir." dedi.

Fatih Özcan, "Mescid-i Aksa’ya düzenlenen toplu baskınlar, orada ibadet eden Müslümanlara yapılan saldırılar, ilahi hatıranın vücûd bulduğu yapıya verilen zararlar, Müslümanların buraya girişlerine konulan engeller, Mescid-i Aksa’nın altının oyulmasıyla oluşturulan tüneller, buradaki ibadetgâhlara uygulanan kapatmalar, Yahudilerin burada gerçekleştirdiği ayinler ve pervasızlıklar, her türlü sosyal ve kamusal baskılamalar, israilin Mescid-i Aksa üzerindeki düşlerinin yapı taşları olarak karşımıza çıkmaktadır. Ancak, israil bu düşten uyanmaya başladı. Müslümanların onurlu ve izzetli direnişi; israili her geçen gün düşlerinden uyandırarak gerçeğe doğru yaklaştırıyor, düşler yerini kabuslara bırakıyor. Bu hakikat, israilin gün geçtikçe daha da çirkefleşmesine, saldırganlaşmasına ve zorbalaşmasına yol açıyor." ifadelerini kullandı.

"Kudüs’ün akıbeti bizlerin hayat mücadelesinin tam merkezinde yer almalıdır"

Özcan ayrıca, şu çağrılarda bulundu:

"Bugün İsrail, Müslüman coğrafyaların tam kalbinde, bizatihi kötülük timsali olarak durmaktadır. Bu kötülüğe karşı kalbimizle buğuz etmekle beraber, elimizle ve dilimizle yapmaya güç yetireceğimiz pek çok şey bulunmaktadır. Uluslararası kurum, kuruluş, STK, haber yayıncıları, sanatçılar, siyasetçiler, güvenlik kurumları, teşkilatlar, organizasyonlar gibi mekanizmaları doğru şekilde harekete geçirecek kamuoyu baskını oluşturmak tüm Müslüman alemi için acil bir gerekliliktir. 

Siyonizmin pek çok boyutuyla karşımıza çıkması gibi, mücadele ederken de farklı mukavemet metotlarını etkili bir biçimde kullanmalıyız. İsrail, Kudüs’ü ve Mescid-i Aksa’yı Yahudileştirmek isterken; Siyonizm’in dini, kültürel, politik, medya yanlarını kullanmaktadır. Kişiler ve zamanlar değişse de Siyonist ideolojinin karanlık yüzü değişmemektedir. Mücadelemizi verirken, bu ırkçı, saldırgan ideolojinin tüm unsurlarına karşı vermeli; küresel bir farkındalık ve bilinçlendirme hareketi uyandırmalıyız. 

Mescid-i Aksa ve Kudüs’ün akıbetini yalnızca orada yaşayan Filistinlilerin omuzlarına yüklememeli; her bir Müslüman, zamanın ve şartların ruhuna münasip şekilde Kudüs ruhunu ortaya koymasını bilmelidir. 

Bizler Mescid-i Aksa için, Kudüs için, Gazze için, Filistin için bedeller ödedik. Vatandaşlarımız Mavi Marmara’da şehit oldular. Kudüs’ün akıbeti bizlerin hayat mücadelesinin tam merkezinde yer almalıdır. 

İsrail şunu unutmasın ki; bizler yeniden bedel ödemeye hazırız ve hep hazır olmaya devam edeceğiz ! Gerekirse hepimiz Filistin’e gider, orada Filistinli kardeşlerimizle omuz omuza mücadele eder yine de Mescid-i Aksa’yı yalnız bırakmayız".

 

KARAVANINI PARK EDERKEN KAYALIKLARA DÜŞÜRDÜ KARAVANINI PARK EDERKEN KAYALIKLARA DÜŞÜRDÜ

Editör: TE Bilisim