Sinop Barosu, İstanbul Barosu yönetimi hakkında verilen karara tepki göstererek bir basın açıklaması yaptı.

KADİR GECESİ'NDE SİNOPLULAR CAMİLERİ DOLDURDU KADİR GECESİ'NDE SİNOPLULAR CAMİLERİ DOLDURDU

Sinop Barosu önünde Baro Başkanı Av. Funda Öztürk Altuntaş tarafından yapılan basın açıklamasında, İstanbul Barosu yönetiminin görevden alınmasına ve seçilen belediye başkanlarının tutuklanmasına tepki gösterildi.

İstanbul Barosu'na yapılan bu hukuka aykırı müdahalenin, hem savunma mesleğinin bağımsızlığına hem de demokrasiye ciddi zararlar verdiğini belirten Altuntaş, "Bilindiği üzere; 21 Mart 2025 tarihinde İstanbul 2. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilen İstanbul Barosu Başkanı ve yönetim kurulu üyelerinin görevden alınmalarına yönelik verilen karar hukuk tarihimize kara bir leke olarak geçmiştir. Bu karar İstanbul Barosu Genel Kurulunun iradesine, savunma mesleğinin bağımsızlığına ve hukuk devleti ilkesine açıkça aykırıdır. Anayasa’nın 135. maddesi uyarınca barolar, kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşları olup, yalnızca meslektaşların mesleki menfaatleri bakımından değil, aynı zamanda toplumun adalet arayışı ve savunma hakkı bakımından da temel bir işleve sahiptir. Baro başkan ve yönetimleri, serbest ve demokratik seçimlerle göreve gelir ve bu irade, ancak yine aynı paralelde demokratik usullerle değiştirilebilir. Seçimle göreve gelen bir baro başkanı ve yönetiminin seçim dışı yollarla görevden alınması, baroların kurumsal kimliğine, bağımsızlığına, demokrasiye ve savunma hakkının güvencesine açık bir müdahaledir. Zira, Anayasa ve Avukatlık Kanunu ile, hukukun üstünlüğü ve insan haklarını korumak konusunda barolara verilen görev, hukuk devletinin korunması için etkin bir role sahip olmalarını sağlamak amacıyla verilmiştir. Bu görevlerini ifa ederken yaptıkları açıklamalar sebebiyle barolara yapılan hukuka aykırı müdahaleler, doğrudan hukuk devletine ve vatandaşın hak arama özgürlüğüne karşı yapılmış sayılır." dedi.

Barolara yapılan hukuka aykırı müdahalelerin, doğrudan hukuk devletine ve vatandaşların hak arama özgürlüğüne karşı yapıldığına değinen Altuntaş, " Hukukun şahıs ve siyasi odak gözetmeksizin, kişi ya da grupların çıkarlarına göre değil, evrensel hukuk ilkeleri doğrultusunda uygulanması gereği, kişilerin ve kurumların savunma hakkının kısıtlanmaması, adil yargılama hakkının hayata geçirilmesi demokratik bir toplumun vazgeçilmez unsurlarıdır. " ifadelerinde bulundu.

Altuntaş, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve diğer bazı belediye başkanlarının tutuklanması ve yargı süreçlerine de değinerek "Ne yazık ki, gerek İstanbul Barosu başkan ve yönetim kurulu üyelerinin görevlerine son verilmesine ilişkin yargılama süreci, gerek İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve diğer bazı ilçe belediye başkanları ve gazeteciler ile Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ hakkında başlatılan soruşturma süreçleri ve bu süreçlerde yaşanan hak ihlalleri, hukuka aykırı şekilde uygulanan tutuklama tedbirleri, alınan bazı idari kararlar ile seçmen iradesinin yok sayılması şekli hukuka aykırılıkların yanında esasen de kamu vicdanında karşılık bulmamış; kişi hak ve özgürlükleri bağlamında hukuki güvenlik ilkesinin zedelendiği yönünde ciddi kaygılar doğurmuş ve yargının tarafsızlığına duyulan güveni ciddi şekilde sarmıştır. Yaşanan süreç ne yazık ki toplumda derin bir endişeye yol açmış, bir kez daha yargının araçsallaştırıldığı kaygısını doğurmuştur. Seçmenin iradesi ile görev başına gelen seçilenlere karşı her türlü hukuka aykırı müdahale demokrasiye ve seçmenin iradesine karşı yapılan müdahaledir. Seçme ve seçilme hakkı Anayasamızda teminat altına alınan temel hak ve özgürlükler içerisinde yer almaktadır. Yargının siyasal rekabetin aracı haline getirilmesi demokratik toplum düzenine ve hukuk devleti ilkesine zarar vermektedir." ifadelerine yer verdi.

Barışçıl bir şekilde İstanbul Barosu’na yapılan müdahaleyi protesto eden avukatlar ve vatandaşların gözaltına alınmasını da kabul edilemez olarak nitelendiren Altuntaş "Bununla birlikte; İstanbul Barosu’na yönelik bu hukuka aykırı işlemi ve yine seçilmiş belediye başkanları hakkında verilen tutuklama kararlarını protesto eden ve meslektaş dayanışmasını ortaya koymak amacıyla barışçıl şekilde toplanan avukatların ve vatandaşların gözaltına alınması da kabul edilemez. Kişilerin, düşünce ve ifade özgürlüğü çerçevesinde demokratik haklarını kullanmaları, Anayasa, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve avukatların da ayrıca Avukatlık Kanunu ile teminat altındadır. Meslek onurunu ve yargının kurucu unsuru olan savunmayı savunmak amacıyla yapılan barışçıl gösterilere yönelik kolluk müdahaleleri, yalnızca ifade özgürlüğünü zedelemekle kalmayıp, aynı zamanda temel haklara yönelik ağır ihlalleri de içermektedir. Bu noktada unutulmamalıdır ki, barolar yalnızca avukatların mesleki temsil organı değil; hukuk devleti ilkesinin, yargı bağımsızlığının ve adil yargılanma hakkının kurumsal teminatıdır. Sinop Barosu mensubu avukatlar olarak bizler; hukuk güvenliğinin zedelenmesine, seçme ve seçilme hakkına, demokrasinin temel ilkelerine, yargı erkinin ve baroların bağımsızlığına, savunma mesleğinin onuruna ve hukuk devleti ilkesine yönelik bu tasarrufları kabul etmediğimizi, demokrasi ve hukukun üstünlüğü yolunda vatandaşlarımızla ve meslektaşlarımızla her türlü hukuki mücadelede dayanışma içinde olacağımızı kamuoyunun bilgisine saygıyla sunarız." şeklinde konuştu.

Editör: Mustafa Usta