Sinop Limanı’nda 168 yıl önce Rus baskını sonucu şehit edilen 2 bin 800 asker için tören düzenlendi.

Anma programı, sabah 10.30’da 1853 Rus baskınında şehit edilen askerlerin kemiklerinin muhafaza edildiği müze bahçesindeki şehitlikteki törenle başladı. Tören alanına Sinop Valiliği, Sinop Belediye Başkanlığı, Şehit ve Gazi Aileleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği tarafından şehitliğe çelenk konulması ardından askeri tören mangası ile saygı atışı yapıldı.

Tören kapsamında Sinop Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Cenk Demir, günün anlam ve önemini belirten bir konuşma yaptı.


Demir, yaptığı konuşmada "168 yıl önce 30 Kasım 1853 tarihinde Sinop’ta yaşanan felaket, 1853-1856 Osmanlı-Rus Savaşı’nın diğer bir adıyla Kırım Harbi’nin önemli kırılma anlarından birisidir. Bu hadisenin tarihi altyapısına bakıldığında, 1699 Karlofça Antlaşması’ndan itibaren Osmanlı Devleti, XVIII. ve XIX. yüzyılda sıklıkla Rusya’nın tehdit ve baskısına maruz kaldığı görülmektedir. Özellikle Çar I. Nikolay’ın döneminde ki (1825-1855) Osmanlı Devleti’ni ortadan kaldırma siyaseti, Rus dış politikasındaki temel prensiplerden biri haline gelmiştir. Dolayısıyla 1853 yılında Karadeniz’in Anadolu sahillerinin emniyetini sağlamak maksadıyla Osmanlı donanması teyakkuza geçti. Ancak donanmanın toplu hareket etmesi yerine filolara ayrılmasına karar verildi. Bu kapsamda karakol görevi görmek amacıyla Karadeniz’e açılan Patrona Osman Paşa ve Riyâle Hüseyin Paşa komutasındaki Türk filosu, fırtınaya yakalanınca Sinop Limanı’na sığınmak durumunda kaldı. Karadeniz’de Türk donanmasına nefes aldırmak istemeyen Amiral Nahimov komutasındaki Rus filosu, Osmanlı gemileri Sinop’a geldikten bir gün sonra Sinop açıklarında göründü. Aslında o an bu filonun Sinop limanına 180 deniz mili uzaklıktaki Sivastopol limanından takviye kuvvet alma olasılığı da anlaşılmıştı. Ancak donanma komutanı Osman Paşa, çeşitli nedenlerden dolayı filonun Sinop’ta kalmasını tercih etmiştir. Bu gelişmeden bir gün sonra Rus filosu takviye kuvvetleriyle Sinop Yarımadası’nın açıklarında tekrar görünmüştür. Ruslar, liman açıklarında üç gün vakit geçirerek havanın yumuşamasını bekledi. Türk filosu ise 15 kulaç suda yani 900 metre açıkta Sinop kentinin önünde yay çizerek konumunu aldı. Osmanlı filosunun solunda, liman içinde ve sağında tabya ve bataryalar mevcuttu. Ancak donanmanın açığa demirlemesi ve az sayıdaki barut nedeniyle mevcut istihkâmlar etkili olamadı. Öğleye doğru Rus filosu limana girdi. Rüzgâr hafif ve gündoğusu esiyordu. Ruslar da paralel bir yay çizerek demirledi. İlk atışın ardından yarım saat geçmişti ki her iki tarafın da atışları isabetli olmadı. Çıkan rüzgârın da etkisiyle barut dumanı dağıldı ve sonrasında nişanlar düzeltildi. Bundan sonra korkunç tahribat başladı. Ruslar 30 kiloluk topları ve üç ambarlı gemileriyle Osmanlı donanmasına karşı korkunç bir ateşe başladı. An itibarıyla dünya deniz savaşları tarihinde yelkenli ahşap gemilerin rol aldığı son çarpışma ve gülle yerine patlayıcı mermilerin (yani humbaraların) kullanıldığı ilk çarpışmaya Sinop ev sahipliği yapıyordu. Bir buçuk saat içerisinde muharebenin sonucu belli oldu. Sinop Limanı’nda bulunan Osmanlı filosu, bir vapur dışında tamamen imha edildi. Maalesef bir tarafında derin deniz, bir tarafında ateş olan yüzlerce Osmanlı denizcisi de şehit düştü. Türk donanmasındaki asker mevcudu kaynaklara göre farklılık göstermekle birlikte ortalama 3.000 kişiydi ve bu bahriyelilerin 1.900 ila 2.000’inin şehit olduğu ifade edilmektedir. Muharebenin sonucu belli olmasına rağmen Rus filosu kumandanı ateşkes emri vermedi. Ruslar merhametsizce gülle, humbara ve yağlı paçavralar atmaya devam ederek, Sinop Kalesi’nin içerisinde yer alan Türk mahallesini de yaktı. Muharebe Avrupa kamuoyuna Rus hunharlığı şeklinde yansıdı. İngiltere ile Fransa'nın Osmanlı Devleti’nin yanında Kırım Savaşı'na girmek için kullandıkları sebeplerden birisi de bu oldu. Kırım Savaşı’nın sonrasında imzalanan 1856 Paris Antlaşması’nın ilgili maddesi gereğince hem Rusya hem de Osmanlı Devleti’nin Karadeniz’de donanma bulunduramayacağına hüküm verildi. Bu karar neticesinde Osmanlı Donanması’nın önemli gemi üretim tesislerinden birisi olan Sinop tersanesi ehemmiyetini yitirdi. Böylelikle 1853 felaketi Sinop ekonomisinin can damarı olan Sinop Limanı’na ve Sinop Tersanesi’ne mühim bir darbe vurdu. Tüm bunlar göz önünde alındığında, 1853 sonrası Sinop’un durumu için Bahr-i Siyah’ın, Baht-ı Siyah Kenti nitelemesini yapmak pek de yanlış olmayacaktır. Konuşmamı bitirirken Dini ve Devlet-i Âliyye uğrunda, deryada boğulup şehit olan, rahmet denizine karışıp, Kevser havuzundan içen isimsiz şehitlerin aziz ruhlarını bir kez daha rahmetle yâd etmek isterim. Ruhları şâd olsun.” Dedi.

Törene Vali Erol Karaömeroğlu, Belediye Başkanı Barış Ayhan, İl Emniyet Müdürü Cahit Şahin, Sinop Üniversitesi Rektörü Nihat Dalgın, Sinop İl Sağlık Müdürü Fatih Reyhanlıoğlu ile kurum müdürleri, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.

Törenin ardından protokol üyeleri Deniz şehitleri sergisini ziyaret etti.
 

KAMYONETLE ÇARPIŞAN MOTOSİKLET SÜRÜCÜSÜ YARALANDI KAMYONETLE ÇARPIŞAN MOTOSİKLET SÜRÜCÜSÜ YARALANDI

Editör: TE Bilisim