yazi

Selam olsun Vatanıma ve Milletime.

Hangi futbol takımını tutuyorsun diye sorduklarında "Beşiktaş" diyorum, çünkü Babam Beşiktaşlı. Birinci olsa da Beşiktaşlıyım sonuncu olsa da Beşiktaşlıyım, yense de Beşiktaşlıyım yenilse de Beşiktaşlıyım.

Peki, bir Siyasi Partiyi tutmak futbol takımını tutmak gibimidir? Bu soruya yazımın sonunda tekrar değineceğim.

Belki beni lanetleyeceksiniz, belki de onaylayacaksınız, ama her hâlükârda görüşlerime saygı duymanızı bekliyorum.

 

Bundan yaklaşık iki yıl önce ilk duyduğumda o dönem Başbakanımız olan, Sayın Cumhurbaşkanımıza çok kızmıştım, " ne münasebet, bir Devlet yetkilileri nasıl olurda terör ile aynı masaya oturur? Böyle bir şey nerde görülmüş ?" diye.

Şimdi anlıyorum neden yapmış olabileceğini ve hak veriyorum. Hani Avrupa başta olmak üzere bütün dünya terörü kabul etmiyorlarmış gibi yapsalar da çeşitli bahaneler ve gerekçeler uydurup hem terörü destekliyor ve desteklenmesine göz yumuyorlar ya ?

Benim görüşümce Sayın Cumhurbaşkanımız dünyaya çok manalı bir mesaj verdi, tabi anlayana.

Yani, biz barışı ve huzuru seven Türk Milleti olarak, her şeye rağmen, 30.000 den fazla Askerimizi, Polisimizi, Güvenlik güçlerimizi ve Vatandaşlarımızı yıllardır kalleşçe Şehit eden örgüte, madem alamadığın hakkın mı var, aç bir siyasi parti eğer hakkın varsa siyasi yoldan ara, silahı bırak, militanlarını topraklarımızdan çıkart"

Dolayısıyla çözüm süreci başladı ve herkesin bildiği gibi bu süreçte siyasi yoldan Türkiye'yi oyalayarak teröre destek vererek yollara bomba ve mayınlar döşeyerek, mühimmat temin ederek daha da güçlendiler. Kendilerinin uygun gördüğü zamanda ise bastılar düğmeye ve Güvenlik güçlerimizi Şehit etmeye ve yöre halkına zulüm etmeye devam ettiler. Yani kısaca, "bizimle barış olmaz, zaten niyetimiz hiçbir zaman barış değil bölmek parçalamak idi" mesajını verdiler...

 

Maalesef yapılanları inkar edenler ve unutanlar olduğu için hatırlatma amaçlı birazda gördüklerimden ve yaşadıklarımdan bahsetmek istiyorum. Bir insan sürekli yaşadığı ortamda "ufak tefek" değişikliklerin farkında olmaz, alışır. Ama biz, 80'li yıllardan beri her yıl Türkiye'ye geldiğimizden dolayı o zamanın Türkiye'sinden şimdiki Türkiye'yi gördük, yaşadık. O kadar sefillik, açlık, rezillik, yolsuzluk, yani kısaca her şeyi gördük. Şu son 13 yıldır hayretle büyük gelişmeyi de gördük, yaşadık...

Sadece kısaca gördüklerimden bahsedeceğim.

En önemli konu ise, biz insanlara hayat veren 'Su', İstanbul’da o dönem (1994 idi yanlış hatırlamıyorsam) İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı olan sayın Cumhur Başkanımız göreve geldikten sonra musluklardan hava yerine su akmaya başladı...

O zamanı unutanlara soruyorum : " 90'lı yıllarda İstanbul’da evli çiftler nefislerine inanılmaz bir derecede hakim mi oldular ? O dönemlerde çocuklar doğmadı mı ? Yoksa herkes cenabetmi dolaşıyordu? "Banyo yapacağımız suyu bidonlarla getirdik" diyorsunuz... Oda doğrudur tabi, ama genelde içeceğimiz suyu bidonlarla getiriyorduk. Belki de getirmesi kolay olmadığından şimdi elimizi yıkadığımız su miktarı ile banyo yapıyorduk.

Haliçten geçerken lağım kuyusuna düştüm sanıyordum, şimdi nerde o kokular?

Hastaneler ? O dönemin hastanelerini hatırlıyor musunuz? Çok şükür hastanelik bir sağlık sorunum olmadı, ama rahmetli Savaş Ay'ın programı A Takımında gördüm ve çok kişiden de duydum. Eğer bilmiyorsanız bir bakın 'AKP öncesi Türkiye' diye.

Özel sebepten dolayı 6 yıl, içim kan ağlayarak memleketim Sinop'a gelmedim. 2013 de geldiğimde ise tanıyamadım... 

Yanlış hatırlamıyorsam 25-30 yıl önce Bolu'ya tünel yapılıyor diye duymuştum... Açılmış bile ;-) Boyabat tüneli de açılmış... Hele Sinop? Buraya

Hangi ara tünel açtınız yahu ??? O muhteşem ötesi yollardan hiç bahsetmeyeceğim...

İçim çok dolu, daha çoook sayarım da sizi sıkmak istemiyorum.

Aslında, o dönem bu kadar iş yapan Hükümeti eleştirenlerin, yapılan hiçbir şeyden faydalanmalarını istemiyorum! Hala bidonla su taşısınlar! Cenabet dolaşsınlar!  Bozuk yollardan gitsinler! Zamanında olduğu gibi ahırlarda tedavi olsunlar! Tedavi parasını ödeyemedikleri için Rehin kalsınlar! Ekmek, yağ, şeker, tüp kuyruklarında rezil rüsva olsunlar! Akşamdan sabaha Devalüasyon yüzünden batsınlar!

Ve 3. Havalimanı İstanbul’a, Devletimizin hiç para harcamadan, dünyanın en büyük Havalimanı "yap, işlet, 20 sene sonra devret" sistemi ile, 30 bin işçi çalıştırarak  yapılıyor. Açıldığı günden itibaren vergi kazancımız olacak, yüzlerce belki de binlerce işçi çalışacak. Ne kadar harika bir sistem, ne kadar harika bir yatırım. Buna da karşı çıkan hainler ise, yapıldıktan sonra yine yüzsüz ve utanmadan kullanacaklar.

 

Şimdi gelelim Türkiye’mizin yüzde Yirmibeş'inin oy verdiği partiye: bir komedyen olarak çok güldüğüm bir "Sanatçı", çok komik vaatler veriyor, gülmekten çatladım, tanıdığım en komik ikinci "Kemal" ;-). Ben böyle beceriksize koyun dahi teslim etmem ! "ben sadece 4 sene istiyorum, 12 sene değil sadece 4 sene" diyor. 8 yılda SSK'yı nasıl batırdığı takdire şayan! Kendini baya geliştirmiş olacak ki, Türkiye'yi 4 senede batırmayı düşünüyor ;-)

Verdiği vaatleri tutmak için kaynak kaynağı sorusuna ise " bir Devletin kaynağı bütçedir, AKP'nin 12 yılda yaptığı 1 trilyon 869 milyar dolar var " diyor... Çok şaşırdım kendisini yalanlamasına, hani atıp tuttuğu adam hırsızdı? Hani çalıyordu?

Ve kaçak saray yaptırmış diyor ya uyuz oluyorum uyuz, bu adama maalesef yüz kişide Yirmibeşi hala inanıyor... Benim Devletimin, Milletimin şerefidir, tüm dünyadan misafirler geliyor, daha güzeli daha muhteşemi anca yakışır benim Aziz Milletime ve Yüce Devletime!

Ama ne olursunuz bana inanmayın, rica ediyorum bir araştırın... Gerçek soyadı ne ? Neden değiştirdi? Öz ve öz amcasının oğlu kim ?

 

1979 yılında İstanbul boğazından geçmekte olan Romanya'ya ait "İnderpendenta" adındaki 94.600 ton ham petrol yüklü Tanker Gemisi ile Yunanistan’a ait "Evriyali" kuru yük gemisinin çarpışması sonucu, güzel İstanbul’umuzda 27 gün boyunca yangın oldu. Dikkatinizi çekerim, 27 dakika değil, 27 saat değil, tam 27 gün boyunca tahminlere göre 30.000 ton'u yanan ham Petrol’ün 64.600 ton'u ise denize karışarak yaşayan canlıların %96 sını öldürdü. Tarihinin en büyük faciasını yaşayan İstanbul halkının sağlık durumunu düşünebiliyor musunuz ? Sadece bir, yani en büyük faciadan bahsettim, bu ve buna benzer nice kazalar oldu, belki dahada olacak dünyanın en güzel şehri güzel İstanbul’umda.

Gemi trafiği çok yoğun olan İstanbul Boğazın ‘da gelecekte olası faciaları önlemek için ağır gemi trafiğini "Kanal İstanbul" projesi üstlenecek. Bu mükemmel projenin olumlu yan etkisi ise, "Montrö anlaşması" na tabi olmadığından dolayı yılda 8 Milyar dolar gelir getirecek... Yani, resmen para basacak !

Burada söz konusu olan partinin Ekonomi Politikalarından sorumlu Genel Başkan Yardımcısı aynen şunları söylüyor "Bizim siyasi tercihimiz parayı vatandaş için kullanmak. İlk 100 gün içerisinde mali yük 24 milyar lira. 24 milyar lira Türkiye Kanal İstanbul Projesi için zikredilmiş miktarla aynı. Kaynak orada. Biz o kaynağı Kanala kullanmak yerine insanımız için kullanmayı tercih edeceğimizi söylüyoruz. Aile sigortası yasasını da ilk 100 gün içinde çıkaracağız ancak maliyeti 4 yıla yayılacak"

... Bravo size! Ayakta alkışlıyorum!

Aloooo ? Çevreciler ? Yeşiller ? Doğayı düşünenler ? Nerdesiniiiiz ??? Sayın 'Sayek Böke' hanımefendi, ileride istanbul boğazında olacak tanker facialarını önlemek değil  desteklemek istiyor, yani binlerce ton ham petrol denize aksın, cayır cayır yansın, insanlar ölsün hastalansın, denizdeki canlılar ölsün, hiç umurumda değil, demek istiyor.
Neden gıkınız çıkmadı ??? Neden protesto etmediniz ???

Hazır parayı harcamak ne kadar kolay değil mi ?

Peki bittimiydi ne olacak?

Böylesi güzel bir Projeyi baltalayıp zikredilen parayı bitirene kadar "insanımıza" harcayacağınıza, destekleyipte oradan gelen parayı her yıl "insanımıza" harcasanız daha mantıklı değil mi ?

Birde "Kaynak" diyorlar ya !?

Kaynak kelimesi doğrumu sizce ?

Bence "Kaynak" kelimesi Kanal İstanbul'a söylenir. Devamlı tazelenen gelire kaynak derim ben, hazır paraya değil!

İlkokula giden çocuk bile daha mantıklı düşünür ve Projeye "evet" der... Bunlar nerde okududa Ekonomi Politikasından sorumlu oluyorlar anlamış değilim!

 

Yani özet olarak, 1926 da İstanbul Çengelköy’de Türkiye’nin ilk uyuşturucu Fabrikası’nı açıp başta Türkiye olmak üzere bütün dünyayı uyuşturan, zehirleyen, 1932 den 1950 ye kadar Minarelerimizden "Tanrı uludur" diye Türkçe ezan okutan, Türkçe okumayan hocalara hapis ve para cezası kanunu çıkaran, 1948 de "uçan kanat" yaptığımız (bunu öğrendiğimde, gururdan ve sinirden gözümden yaş geldi diye itirafta bulunsam yadırgamayın, çünkü körfez savaşında hayretle izlediğimiz hayalet uçağının tipinden ilk uçağı 1948'de BİZ yapmışız) uçak fabrikamızı kapatan, Türk malı olan otomobilimiz "Devrim" adındaki otomobil Fabrikamızı kapatan, ve daha çok şey sayabilirim gelişmemizi engelleyip gerilememizi destekleyen bu parti hakkında. Ama tekrar rica ediyorum, bana inanmayın, biraz araştırmanız yeterli... Eğer, (genelde Ege tarafında) gerçekten Vatanını seven Vatandaşlarım varsa, hala bu adamı desteklesinler mideleri kaldırıyorsa!

Uçak ve araba fabrikalarımız olduğunu ve kapatıldığını öğrenince aklımdan neler geçti bir yazsam cilt cilt roman olur... Kim bilir nerde olurduk? Kim bilir, belki biz Almanya’ya değil de, Almanlar bize gelirdi çalışıp ekmek parası, başlarını sokacak ev parası kazanmaya.

Ahhhh ahhhh :-(

 

Ya merhum Başbuğ'umuzun partisi?

Çok güzel partiydi bir zamanlar! Maalesef 2001 yılında 3lü koalisyon döneminde enflasyonu %70'e çıkaran, Türkiye'yi batıran, sanki 'hayır hayır kraker'i gibi bir şahsıda emanet edemem bu güzel Vatanımı.

 

Ve ayrıca, içimizde, bağrımıza bastığımız kaç tane Vatan Haini var biliyor musunuz ? Hadi bazılarının kim olduğu ne olduğu belli, ama birde sevdiğimiz kişiler var, mesela "deli Kadir üleeeeen"

"Sayın Erdoğana biraz kırgınım" diyor ve kırgın olduğu için terör partisine aday oluyor... Vay beeee, yazıklar olsun, bu Vatan'ın bu Millet'in sana verdiği değere !!! Yakında dağa çıkıp sende bize kurşun sıkarsan hiç şaşırmam artık. Gerçekten büyük oyuncusun, nede güzel inandırdın bizleri Vatan Millet sever olduğuna ! O haberi gördüğümde ilk defa Karadenizli olduğumdan utandım ve utanıyorum!

Birde diğer Sanatçılar... Geri zekalı bayanın biri diyor ki "Şehit veriyorsak bunda "o" partinin  suçu ne?"

Sanki aptal olduğunun altını çiziyor ya !?

Be hey beyinsiz mahlûkat, dağda Askerime ve Polisime kurşun sıkan sonrada takım elbiseyi giyip "biz barış istiyoruz" diyenlerin suçu yok öylemi?

Tunceli'de Polisimi Şehit eden teröristin cenazesine katılan ve resmini tutan Milletvekilinin (hangi Milletin vekili acaba?) suçu yok öylemi? Salaklığın bu kadarı da fazla, çok fazla !

 

Bir başka sanatçı bozuntusu da diyor ki, "whisky içtim ve "o" partiye oy verdim.

Yazıklar olsun, bir duble whisky'e, bu güzel Vatanımı satana !!!

Yazıklar olsun kişisel kırgınlığa uğrayan, olmayan gururu incinip, bu güzel Vatanımı ona buna peşkeş çekenlere!

Ve yıllar yılı, oyunculuğuyla hepimizin ruhuna işleyen, sözleri beynimize kazılan 'Badi Ekremim, Kumandanım Hüsamettin, Banker Yakupum, maho ağam, züğürt ağam' sendemi ya !? Sendemi Vatan haini oldun? Yok yok….Vatan haini olunmaz... Mayası bozuklarda doğuştan vardır hainlik! Çok merak ediyorum, bu Milletin yüzüne nasıl bakacaksınız... Ama çok güzel oyuncusunuz ya, sizlerde yüz çoook, utanmadan sıkılmadan bakarsınız!

Rahmetli Barış Manço'nun "Halil İbrahim Sofrası" eserinde söylediği gibi "içi boş insanların, bu dünyada yeri yok."  Eğer hayatta olsaydı bu şarkının sözlerini "içi boş insanların Vatanımda yeri yok" diye değiştirirdi bence. Zerre kadar şerefiniz varsa, ya Vatanımı sevin,  ya da terkedin. Ya defolup giderek, yada pis kanınızla bizim elimizi kirletmeyip kendi kafanıza sıkarak! Amaaa, nerdeee sizde o şeref ?!

Meğer ne kadar çok 'dost' bildiğimiz Vatan hainleri varmış içimizde... Yazıklar olsun !!!

 

O kadar doluyum ki, nerdeyse diğer partilere bırakın oy vermeyi, sıcak bakanlar bile bana "selam" dahi vermesin diyecek durumdayım!

Türkiye'nin kaderini belirleyecek, belkide Cumhuriyetimizin en önemli seçiminde yanlış karar vermeyelim! Ama ben yıllardan beri o partiyi tutuyorum bu partiyi tutuyorum, biz kaç nesildir o partiliyiz bu partiliyiz demeyelim.

Yani partileri futbol takımı gibi görmeyelim.

Saygılarımla

Bahattin KESKİN