yazi

3 yıl önce bir köşe yazımda bastıra bastıra dile getirmiştim, Avrupa’nın ekonomisi bitti yakın da patlar demiştim. Ben bunu özellikle Almanya için söylemiştim. Kendi kendim o gün 5 yılda süre vermiştim. Şimdi bu günlerde görüyorum ki, Yunanistan patladı. Ekonomik durumu iyice çöktü.  Emin olun adım adım tüm Avrupa aynı duruma düşüyor ve dünyada en iyi durumda olan tek ülke bu güne kadar Türkiye idi. Bu idi işte Türkiye  düşmanlısının altında yatan Türk düşmanlığının altında yatan asıl sebep dillenmiyor ama ben eminim içten içten eriyor Avrupa. Avrupa erirken ise Türkiye tam tersi güçleniyor. Türkiye’yi de içten içe karıştırıp bizi de batırmak Avrupa’nın tek kurtulma şansı. Bu oyunlara sakın gelmeyelim. Türkiye Cumhurbaşkanı’mızın 2023 yılını dile getirmesi Avrupa’nın sonunu anlatıyor ki alt yapısında çok şey var. İyi ki Türkiye’nin başında güçlü lider Recep Tayyip Erdoğan var. Emin olun o olmasa çoktan bizde Yunanistan gibi hatta çok daha kötü durumda kalmış olurduk.

3 YIL ÖNCE

Sevdiklerimi sevgilerimi orda bıraktım bir daha gidip buluşuncaya kadar. Şimdi cennet vatanımda hem de İstanbul’dayım. Giderken neleri burada bırakıp gitmişler, ben şimdi Eminönü’nde Yeni camide kıldığım namazın ardından kuran dinlerken onlar kilise Çanı dinliyorlar, ben vatanımın havasını koklarken onlar nitrat kokan asit yağmurlarının altında sonbahar yapraklarını kokluyorlar, ekonomisi alt üst olmuş bir Almanya’nın içinde açlıkla yoksullukla mücadele ederken ben ceddimin bana emanet ettiği cennetimde yaşıyorum. Hani vardı ya Avrupa Birliğine Türkiye alınacak mı? Şimdi işler değişti Avrupa istese de acaba Türkiye AB ye girmek isteyecek mi?

Dün gezerken İstanbul’da ellerinde koca koca fotoğraf makineleri ile resim çekerken gördüm Avrupalı vatandaşları. Onlara kendi dedelerinin bırakmak zorunda kaldığı, Fatih’in gemileri karadan yüzdürerek feth ettiği bir İstanbul’u gezip görmek ve fotoğraflamak ne kadar zevk veriyordur kim bilir; bana veriyor çünkü. Şimdi o hakir gördükleri Türkiye’nin yakaladığı çağın ezikliği altında kalıyorlar.

Bundan kırk yıl önce Almanya’ya yalnızca bir öküz parası kazanmak için gidenler yalnızca başını sokacak bir ev için giden Türkler Almanya’yı metre kare metre kare satın alıyorlar dün Almanya’da kiracı olan Türkler bugün ev sahibi olmuşlar işveren olmuşlar.

İşte bunlardan bir tanesi de benim teyze kızım ve teyze oğlum kırk yaşında, Almanya’da kendisine çalıştığı iş yerinden hem çalışıp hem de okuyarak sınavları kazanıp ustalık belgesi alarak şimdi kendi işyerini kuruyor. Tam anlamı ile bizim toplum deyimimizle kadın başına başardığı başarılar saymakla bitmez. Çünkü; O, hem bir anne hem bir işveren… Yetiştirdiği üç evladına hem babalık hem annelik yapması ise işin ayrı bir boyutu. Çok zorlu günlerden geçti ama yılmadı başardı. Daha dün işçi olarak gittiği Avrupa ülkesinde kiracısı olduğu evin ve iş yerinin şimdi sahibi oluyor! İşte dün başını sokacak bir ev için gittiği Almanya’da ki Türk vatandaşlarının, çocuklarının başarısı saymakla bitmez bunlar tek kelimeyle artık Almanya’daki Türklerin Almanya’yı gerek genç nüfusla gerekse başarıları ile savaşsız teslim alacaklarının emareleri. Kalın sağlıcakla…